29 Mayıs 2016 Pazar

Üniversite Öğrencisi Olmak- 1


Ben 4.sınıf bir üniversite öğrencisiyim. Son sınıf mıyım? -Hayır. :( Okuduğum bu harika bölüm 5 yıllık olduğu için yaşıtlarım mezun olurken ben Facebook'ta mezuniyet fotoğraflarını beğenerek final sınavlarına çalışmakla meşgulüm. Ayrıca bölümümün kendisi 5 yıllık. Hazırlık vs. okumadım. Zaten bizim üniversitenin hazırlık sınıfı olan bölüm sayısı bir elin parmakları kadar :)
1. Sınıf
Lise kafasından bir türlü sıyrılınamayan bir sınıftır bu. Özellikle ilk dönemde hala insanlar gruplar halinde gezmeye, "Üniversitede kızlar teklif ediyomuş oluuum" kafasını yaşamaya ve "her yeri hemen gezip görmeliyim" mantığıyla koşuşturmaya başlar. Üniversiteli olmaya bu dönemde havalı birşey veya yeni bir rütbe gözüyle bakılır.
Yeni arkadaşlıklar edinilir ve bununla tuhaf derecede mutlu olunur. Eğer üniversitenizden memnun değilseniz bir de yatay geçiş hayalleri söz konusudur. Çok çalışıp yüksek notlar alıcağınıza belki de gerçekten inanırsınız.
Üniversiteli olmayı gözünüzde öyle bir büyütürsünüz ki öğrenciliğin en rezil yanlarını bile yaşamaya can atarsınız. Bu dönemde bazı gençler Yurtta kalmalarına ve her gün mis gibi yemek çıkmasına rağmen ısrarla makarna yemeye bile çalışır.
İlk vizeler bir tokat gibi gelir. Üniversite sınavına bile böyle çalışmadığınız halde nasıl olur da bu kadar düş not aldığınıza inanamazsınız. İlk vizeler bitince ilk büyük çılgınlığınızı yaparsınız. Ben arkadaşlarımla çılgınlık yapmak için sabaha kadar uyumayıp film izlediğimizi hatırlıyorum. Çok çılgınca ama dimi? Vuu huuu!
Derken final dönemi de gelir. Ders çalışarak sabahlama diye adlandırdığımız kişinin insanlık dışına çıkmasına sebep olan, damarlarda kan yerine kahvenin dolaşmaya başladığı bu yeni boyutla belki de ilk final döneminizde tanışırsınız. İlk finallerin bitişi en tatlısıdır. Çünkü artık memleket kelimesinin ne kadar derin bir duygu taşıdığını öğrenmişsinizdir. Ailenize kavuşmak en büyük hediyelerden daha çok mutlu eder sizi.
İkinci dönem ilk dönemden daha hızlı geçer. Yaşadığınız şehri çoğunlukla öğrenmişsinizdir. Bu kez yakınlardaki illere gitmeye çaba gösterirsiniz. Bütün bu heyecan gezip tozma merakı size yeni bir şey öğretir; Paranın kıymeti..
Babanın gönderdiği paranın nasıl 2.günden buharlaşıp bittiğini anlayamazsınız. Bir ayın ilk haftasını paşalar gibi kalan günlerini ise tabiri caizse hint fakiri gibi geçirmek neymiş o zaman anlarsınız. Eğer şanslıysanız birinci dönemde yapılan burs başvuruları bu aralarda meyve vermeye başlar. En azından bir öğrenim kredisi alarak yola devam edersiniz. Bu durum da sizi ayın 6-7-8 ini milli gün gibi karşılatır hale getirir. Bir ufak hatırlatmada bulunalım, bu döngü mezuniyete kadar aynen bu şekilde devam edecek :)
Vize zamanı geldiğinde artık işin ciddiyetinin biraz daha farkındasınızdır ama ne fayda? Aldığınız sonuçlar yine sizi memnun etmez. Bu daima böyle midir? Elbette hayır. %1lik bir kesim için sınavlar daima memnun edebilir :) Ama siz o %1 değilsinizdir. Kesin değilsiniz :))
Sene başında dahil olduğunu kopmaz bağlarla birbirinize bağlandığınızı sandığınız arkadaş grubu sürekli olarak değişim halindedir. Zamanla anlarsınız ki arkadaş grubu diye birşey kalmamıştır. Yakın arkadaşlarınız ve arkadaşlarınız vardır artık. Liseli olmaktan üniversiteli olmaya bir adım daha geçiş yapmış olursunuz. 
Ve artık finaller gelmiştir. Bu dönemin ardından belki de ilk kez yeni bir dönem daha girer hayatınıza. "Bütler"
İşte artık siz de tam anlamıyla bir üniversitelisinizdir...

Devamı için blogumu takip etmeyi unutmayın :)
Sevgilerimle  ♡ ♡ ♡

3 yorum :

  1. üniversiteye gitmek için yeterince endişeliyken içimi ferahlattığınız(!) için çok teşekkürler :)
    bol bol sürüneceksiniz diyosunuz sanırım :)

    YanıtlaSil
  2. Sürünürken eğleneceksiniz diyorum aslında :)) öğrenciliğin en güzel zamanları ise şüphesiz üniversite 😊 çokça başarılar diliyorum :))

    YanıtlaSil
  3. Sürünürken eğleneceksiniz diyorum aslında :)) öğrenciliğin en güzel zamanları ise şüphesiz üniversite 😊 çokça başarılar diliyorum :))

    YanıtlaSil